CHP Genel Başkanı Özel’den otel yangınında yakınlarını kaybeden iki aileye ziyaret CHP Genel Başkanı Özel’den otel yangınında yakınlarını kaybeden iki aileye ziyaret

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir. Türk milleti adına karar verenlere ise kimse ayar veremez. Türk yargısı 15 Temmuz gecesi korku duvarlarını yıkıp atmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hâkimleri Kura Töreninde konuştu.

1075 hakim ve savcı adayını tebrik ederek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Göreve yeni başlayacak 1075 hakim ve savcı adayımızla birlikte adalet teşkilatımızdaki hakim ve Cumhuriyet savcılarımızın toplam mevcudu da 25 bin 695’e çıkmış oluyor. Böylece ülkemizin dört bir yanında adalet hizmetlerinin hızlı, etkin ve sürdürülebilir şekilde ifası yolunda güçlü bir adım daha atıyoruz” dedi.

Adalet’in haklıyla haksızı ayırmak, haklıya hakkını teslim etmek, ölçü ve nizama kayıtsız şartsız riayet etmek olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Bizim hem milli, hem de manevi bünyemizde ölçü ve adalet tıpkı vücuttaki kanı deveran ettiren kalp gibi hayati rol üstlenir. İnanç ve kültür değerlerimizde dünyanın adalet ve ölçü ile kaim olduğunu bizlere telkin ediyor. Herhangi bir konuda hakemlik yaptığınız zaman adil olun buyruğu, esasen meselenin çerçevesini de net bir şekilde çiziyor. Tarih ve kimliğimizi her bir dalını aşkla, dirayetle, hamiyetle süslediğimiz adalet çınarının üç kıta yedi iklime kök salmasıyla teşekkül etmiştir. Millet olarak yalnızca güçlü, muktedir ve müreffeh zamanlarımızda değil, en derin krizlerle, en çetin zorluklarla boğuştuğumuz günlerde bile adalet pusulasından şaşmamış bir müktesebatın sahipleriyiz” ifadelerini kullandı.

“Zihin haritamızda zulüm ile adaletin bir arada bulunduğu tek bir nokta dahi yoktur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur diyen Yunus Emre’nin, adalet nedir ağaçlara su vermek, zulüm nedir dikenleri sulamak diyen Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin mirasçılarıyız. Adaleti diğer her şeyden üstün gören, onu devletin temeline yerleştiren bir geleneğin bugünkü temsilciyiz. Birileri bu ifadelerimizi hamaset olarak algılayabilir, birileri bunlara dudak bükerek küçümseyerek bakabilir, ama bu asırlar boyu süzülüp bizlere ulaşan muhteşem ve muazzam bir birikimden bahsettiğimiz gerçeğini değiştirmez. Elleriyle gözlerini kapatan sadece kendini karanlığa mahkum eder.

Şuraya da özellikle dikkatinizi çekmek durumundayım: Kutadgu Bilig’in müellifi Yusuf Hac Hacip, bin yıl öteden yankılanan akıl ve hikmet dolu sesiyle bu hakikati dile getiren isimlerden yalnızca biridir. Ona göre devlet gümüş bir taht gibidir. Devleti güçlü kılan 3 sabit ve müstakil ayaktan biri ise adalettir. O gümüş tahta oturan yöneticinin bir elinde bıçak, sağ yanında şeker, sol yanında ise Hint otu vardır. Bunların hikmetini gelin Kutadgu Bilig’deki hükümdarın dilinen, Yusuf Hac Hacib’in şu beyitlerinden dinleyelim: “Üç ayak üzerinde olan hiçbir şey bir tarafa meyletmez. Her üçü düz durdukça taht sallanmaz. Eğer üç ayaktan biri yana yatarsa diğer ikisi de kayar ve üzerinde oturan yuvarlanır. Ey becerikli insan, elindeki bu bıçak biçen ve kesen bir alettir. Ben işleri bıçak gibi keser atarım, hak arayan kişinin işini uzatmam. Şekere gelince, o zulme uğrayarak benim kapıma gelen ve adaleti bende bulan insan içindir. O insan benden şeker gibi tatlı ayrılır, sevinir ve yüzü güler. Zehir gibi acı olan bu Hint otunu ise zorbalar ve doğruluktan kaçanlar içer. Benim bu kanunum hangi memlekete erişse o memleket baştanbaşa taşlık ve kayalık daha olsa hep düzene girer. Çağları aşan işte bu sözlerde tebellür eder hak ve adalet kavramları bizim için vazgeçilmezdir. Türk milleti adına karar verecek olan siz genç yargı mensuplarımızdan da, meslek hayatınızda da işte bu hassasiyetle çalışmanızı bekliyoruz“ şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Türkiye’nin yargı sistemine de eleştirilerde bulunarak, bu sistemin halkı dışlayan, adalet yerine çözümsüzlük üreten, ideolojik bir yapıya sahip olduğunu ifade etti. Erdoğan, ”Hukuksuzlukları bir bıçak gibi kesip atmalı, gerektiğinde şekeri, gerektiğinde ise Hint otunu vermekten bir an olsun imtina etmemelisiniz. Unutmayın, adalet kapısına varıp da hakkını alamayan, boynu bükük, gözü yaşlı, kalbi kırık ayrılan her bir vatandaşımızın vebali hem bu dünyada hem de ahirette Allah muhafaza hepimizin üzerindedir.

Şunu bir kez daha altını çizerek söylemek arzusundayım: Bir dönem tek parti faşizminin 27 Mayıs’tan itibaren darbeci zihniyetin bu vesayet odaklarının etkisinde kalan yargı eski Türkiye’nin yargısıdır. Huzuruna gelen vatandaşa tepeden bakan, adalet yerine çözümsüzlük dağıtan yargı eski Türkiye’nin yargısıdır. 28 Şubat’ta olduğu gibi darbecilere alkış tutan, belli kesimlere imtiyaz tanıyan, ideolojik kamplara ayrılmış yargı eski Türkiye’nin yargısıdır. Bizde yarım asrı bulan millete hizmet yolculuğumuzda bu yargı anlayışıyla hem de defalarca yüzleştik. Okuduğumuz bir şiirden ötürü hapse atılmamızdan, partimizin kapatılma davasına kadar pek çok kez bu zihniyetin gadrine uğradık. Demokrasimize asla yakışmayan bu gelenek, anlayış ve alışkanlıklar artık eskiden kalmıştır. Bir daha o günlere Allah’ın izniyle geri dönüş olmayacaktır.” İfadelerini kullandı.

Bugün bazı çevrelerin eski Türkiye’nin hayalini kurarak, yargı süreçlerine müdahale etmeye çalıştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şurası da bir başka gerçektir: Bugün yargı süreçlerine müdahale etmeye çalışa malum çevreler işte bu eski Türkiye’nin hayalini kurmakta, eski Türkiye’nin kendilerine sağladığı imtiyazları korumaya çalışmaktadır. Hukukun dışında oluşturulan ayrıcalıklı alanda siyaset yapmak, gazetecilik yapmak, bu alanda istedikleri gibi at oynatmak istiyorlar. En temel hukuk kaidelerini ihlal etmeyi kendilerine hak görüyorlar. İnsanların mahremine girmekten, kişisel haklarını gasp etmekten, malına, mülküne, onuruna el uzatmaktan çekinmiyorlar. Hukukun üstünlüğü ilkesinin kendilerini bağlamadığını düşünüyorlar. Kimi zaman konumları, kimi zaman meslekleri, kimi zaman da ekonomik statüleri anayasa ve yasaları çiğneyebileceklerini zannediyorlar. Ama yargının kapsama alanı dışında olmadıkları gerçeğiyle günden güne daha fazla yüzleşiyor, bunu kabul etmek zorunda kalıyorlar. Ben istediğimi yapar, istediğimi tehdit ederim, kimse bana dokunamaz hoyratlığı hakikatin sert duvarına eninde sonunda çarpacaktır“ değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de hukukun üstünlüğüne olan bağlılıklarını bir kez daha vurguladı. Erdoğan, ”Her fırsatta vurguladığımız üzere Türkiye’de unutmayın, kimse layüsel değildir, kimse kendisini hukukun üstünde, erişim alanı dışında göremez. Hukuk başka bir şey, kanun başka bir şey. Biz hukuku kanunun üstünde gören bir milletiz, olaya buradan bakacağız. Kanunu insanoğlu istediği gibi yazar, çizer, yapar, ama hukuk o değil. Hukuk hakkı, haklı olana teslim etmektir, bunu yapacağız. Daha önce de farklı vesilelerle ifade ettim, nezaket kuralları içinde kalmak şartıyla yargının tasarruflarını tenkit edebilirsiniz. Verilen her kararı haklı bulmak, isabetli bulmak, kayıtsız şartsız doğru kabul etmek zorunda da değilsiniz. İtirazlarınızı yine kanuni yollardan yapar, eleştirilerinizi yine üslubunca dile getirirsiniz. Geçmişte mahkemelerin ve yüksek yargı organlarımızın bazı kararlarını biz de eleştirdik, rezervlerimizi ifade ettik, doğru bulmadığımız yönlerini kamuoyumuzla açıkça paylaştık. Hatta şahsımıza ve partimize yönelik aleni hukuksuzluklar karşısında bile mücadelemizi yine hukuk zemininde verdik. Yargıya parmak sallama, yargıyı itibarsız hale getirme, görevini yapan hukuk insanlarını tehdit etme yoluna asla gitmedik. Bugün de aynı tavrımızı muhafaza ediyoruz. Hepimiz yargının görevini layıkıyla, hakkaniyetle uygun şekilde yerine getirebilmesi için gereken desteği vermekle mükellefiz. Yargıya intikal etmiş süreçlerin siyasi malzeme haline getirilmesi, hakim ve savcılarımızın baskı altına alınması, bilhassa ailesi ve çocukları üzerinden hedefe konulması sorumsuzluğun daniskasıdır. Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir. Türk milleti adına karar verenlere ise kimse ayar veremez. Türk yargısı 15 Temmuz gecesi korku duvarlarını yıkıp atmıştır. Dolayısıyla, herkesin özellikle de siyasi figürlerin özenli, sorumlu ve dikkatli bir dil kullanması gerektiği kanaatindeyiz. Bu vesileyle şehit Cumhuriyet Savcımızı Mehmet Selim Kiraz başta olmak üzere adaletin tecellisi için çabalarken vefat eden tüm şehitlerimize, adalet teşkilatımızın tüm mensuplarına Allah’tan rahmet diliyorum” açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dört bir yanında büyük bir özveriyle görev yapan adalet teşkilatının mensuplarına teşekkürlerini sundu. 22 yıllık iktidarları süresince, hukuk ve yargı sistemini insana hizmet eden, işlevsel bir yapıya kavuşturmak amacıyla birçok önemli reform ve uygulamayı hayata geçirdiklerini belirterek Mevzuatın güncellenmesi, temel kanunların yenilenmesi ve yeni kurumların sisteme kazandırılması gibi adımların atıldığını vurguladı. Özellikle, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı ile hak ve özgürlüklerin korunmasında önemli ilerlemeler kaydedildiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Zamanın gerisinde kalan güncel ihtiyaçları karşılamayan mevzuat hükümlerini gözden geçirdik. Pek çok temel kanunu yeniledik. Hak arama yollarını açık ve işler tutarken, sisteme yeni kurumlar kazandırdık. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruyla hak ve özgürlüklerin hukuki himayesini genişlettik. Kamu denetçiliği ile idarenin demokratik denetimini başlattık. Ceza infaz sisteminden alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine özlük haklarından yargıda hedef sürelerin yeniden belirlenmesine kadar geniş kapsamlı birçok yeniliği devreye aldık. Mevcut binalarımızın fiziki ve teknik altyapısını tamamen yeniledik” diye konuştu.

Ağır iş yükü baskısı altındaki mahkemelerin teşkilatını güçlendirdiklerini dile getiren Erdoğan,” İstinaf yargısıyla iki dereceli yargılamadan üç dereceli yargılamaya geçtik. Yargı mensubu ve personel sayılarını arttırdık. Adliye teşkilatımıza sirayet eden FETÖ virüsünü attığımız kararlı adımlarla bünyeden önemli ölçüde temizledik ve temizliyoruz. Milletimizin talepleri ve değişen şartlara göre adalet sistemimizi sürekli güncelliyor, eksiklerini gideriyor, tıkanan noktaları açıyoruz. Güven veren bir adalet sisteminin inşası için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmanın gayretindeyiz. Geçtiğimiz hafta 4. Yargı Reformu Strateji Belgemizi tanıttık. Yeni yargı reformu ile adil ve makul sürede yargılanma hakkı başta olmak üzere kurumsal yapının güçlendirilmesi ve süreçlerin yeniden yapılandırılması, insan kaynakları kapasitesinin güçlendirilmesi, ceza adaleti sisteminin etkinliğinin arttırılması, hukuk ve idari yargılama süreçlerinin daha müessir hale getirilmesi ve adalete erişimin kolaylaştırılması hususlarında yeni yol haritamızı belirledik. Adalet hizmetlerinin kalitesini yükseltmeye dönük yeni tedbirlerimizi devreye alıyoruz. 4. Yargı Reformu Stratejisinin bir kez daha ülkemiz, milletimiz ve adalet teşkilatımız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaletin insan için var olduğunu ve ancak insanla anlam bulduğunu belirterek, "Tabii burada şu hususu da hatırlatmakta fayda görüyorum: Her konuda olduğu gibi adalet dairesinin pürüzsüz işleyişinde de asıl olan insandır. Adalet insan içindir, ancak ve ancak insanla kâhindir. Türk milleti adına karar verirken birikimi, tecrübesi, müktesebatı yanında hukukçunun mihmandarlarından bir diğeri de temiz vicdandır. Vicdanları rahatlatan bir karar vermek kadar vicdanı rahat karar vermek de hayati öneme sahiptir. Bu konuda yaşanan ihmallerin bedelini geçmişte ödemiş bir ülkeyiz. Pusula olarak aklı ve vicdanı kendilerine yetmeyenlerin adalete güveni nasıl tahrip ettiklerini 17-25 Aralık başta olmak üzere birçok kez gördük. Yargıyı ideolojik, örgütsel ve ekonomik çıkarlarına alet edenler hem adaleti araçsallaştırırlar, hem de kendi varlık nedenlerine yabancılaştırırlar. Buradaki genç hakim ve savcılarımızın vebali son derece ağır bir görevi icra ederken bunu her zaman akıllarında tutmalarını bekliyorum. İnanıyorum ki her biriniz zorluklar karşısında yılmadan hukukun ve vicdanın sesi dışında hiçbir sese aldırmadan vazifenizi yapacaksınız. Gelecekte vereceğiniz kararlarla ihtilafları sizler çözeceksiniz. Davalı tarafların adalet beklentisini karşılayacağınıza, vicdanları teskin edeceğinize, her dosyanın aynı zamanda bir insan olduğunu asla unutmayacağınıza yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha