Türkiye’nin öncü yönetim, eğitim ve insan kaynakları danışmanlığı kuruluşlardan biri olan DD Değişim Dinamikleri Yönetim Merkezi’nin kurulduğu günden bu yana geleneksel olarak düzenlediği iftar programı, bu yıl 30. kez konukları bir araya getirdi. Program 27 Mart 2024 tarihinde Deniz Köşk Toplantı ve Davet Salonu’nda gerçekleşti. DD iftar programı, klasik iftar programlarından farklı olarak gerek uzmanların sunumları gerekse gündeme dair konuşmalar ile verimli bir iş ve sohbet toplantısına dönüştü.
DD Genel Müdürü Ahmet Nedim ERDEMİR açılış konuşmasında kurumlarda Güven konusuna değindi;
“Güven kontrole mani değildir kavramını yanlış yorumladığımızı düşünüyorum. Cümlenin akışından da anlaşılacağı üzere güven önce geliyor, sonra kontrol geliyor ancak biz genelde bu cümleyi güvensiz ortamların mottosu olarak kullanıyoruz. Cümleye bir virgül ile, kontrol de güvene mani olmamalıdır diye eklemek istiyorum. Araştırmalar gösteriyor ki güven ikliminde çalışanlar daha mutlu, yenilikçi ve performanslı olabiliyorlar.
Organizasyonlarda güven ortamına zarar veren temel yaklaşımları ise şu şekilde özetleyebiliriz;
– Sıfır yetki delegasyonu ve katılımcı yönetim eksikliği
– Ölçüsüz cezalandırma ve düşük iş güvencesi
– Tutarsız ve adil olmayan uygulamalar
– Denetim ve disiplin süreçlerinde iletişime dikkat edilmemesi
– Hatalarda suçlu arayışı ve inisiyatif alanı darlığı
Her kararı liderin veya üst düzey yöneticilerin aldığı bir ortamın ölçeklenmesine imkân yoktur. Aynı zamanda bu durum tepe yönetimde zamanla karar alma yorgunluğuna yol açmakta ve kararların kalitesini de düşürmektedir.
Güven ve yetkilendirme olmadan kurumsallaşma yolculuğu çok yavaş ilerler. Güvenin olmadığı ortamda orta kademe yönetici yetişmesi çok zordur.
Velhasıl güvenin, yetkilendirin, teşekkür ve takdir edin, güvende hissettirin, kontrol edin, kontrol sonuçlarını beraberce göğüsleyin ve iyileşme yolunda kullanın.”
DD Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Betül TOPÇU selamlama konuşması esnasında yine Güven Kültürü oluşturmanın önemine değindi;
“Güven kültürü oluşturmanın birey için de önemli olduğu araştırmalarda görülmüştür. Güven olduğunda oksitosin salgılanıyor. Oksitosin bir bağlanma hormonudur, kişinin kendisini ailesinde ve kurumunda güvende hissetmesinin oksitosin salgılanmasına vesile olduğu kanıtlanmış. Bu durumda da kişi daha çok bağlanıyor ve kişi kendisini bu güvene karşılık vermek üzere motive eder. Güven kültürü oluşturmak adına 8 faktörden bahsedilir:
• Takdir Etmek
• Ulaşılabilir Hedefler Belirlemek
• Verimli Çalışma Ortamı ve Kapsamlı Eğitime Erişim Sağlamak
• Hataları Öğrenme Fırsatı Olarak Görmek
• Yeni Becerilerin Geliştirilmesini Desteklemek
• Şeffaf Olmak, Geri Bildirime Önem Vermek
• İşbirliği ve Ekip Çalışmasını Desteklemek için Kaliteli İlişkiler Kurmak
• Doğal Olmak”
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Ahmet KÖSE “İşletmecilik Eğitimi” konulu konuşması gerçekleştirdi;
“İşletmecilik Eğitimi artan işletme ihtiyacını karşılamak için İstanbul Üniversitesine verilmiş bir görev. Bu amaçla İstanbul Üniversitesi’nde İşletme İktisadı Enstitüsü 1936’da kuruldu. Daha sonra 11 Nisan 1968 yılında bu enstitü Beyazıt İşletme Fakültesi olarak görevine devam etti.
Bugün üniversitelerin çoğunda işletme fakültesi var. İşletme bölümü açmak birçok bölüme nazaran daha kolay, daha az maliyetli bir eğitim. İşletme eğitiminin kıymeti bugün biraz azaldı. Mezun sayısı da çok arttı ve eğitim kalitesi düştü. İşletme bölümüne biz %1 dilimle girmiştik.
Muhasebe dersinde ilk anlatılan konu ilkeler, sosyal sorumluluk ilkesidir. Muhasebenin yerine getirmekle yükümlü olduğu sosyal sorumluluk sadece vergi vermek değil. İktisat bilimi kıt kaynakların optimum şekilde tahsis etmekle uğraşır. Ve muhasebe burada devreye giriyor, yöneticilerin doğru bilgiyi doğru zamanda alması gerekiyor. Yönetici bu şekilde doğru zamanda doğru bilgiyi almadığında kaynaklar doğru kullanılmamış olur. Muhasebenin birçok sorumluluğu vardır ama mali raporlama esas görevi değildir. Yönetim raporlaması yapmak ve yöneticiye doğru bilgiyi sunmaktır muhasebenin amacı. Biz de öğrencilerimize bunu anlatmaya çalışıyoruz.
İşletme bilimi baktığınızda sosyal faydayı gözeten bir bilim, toplumsal refahı arttırmaya yönelik eylemler yapıyorlar. Aynı zamanda normatif bir bilim; insanlara ne yapması gerektiğini söyler. Öncelik topluma hizmet etmek denebilir. Bir beşerî bilim çünkü topluma hizmet ediyor. Biz de bu çerçevede öğrencilerimizi yetiştirmeye çalışıyoruz.
Eğitmen artık mentör ve öğrenmeyi öğrenciye bırakıyor yeni sistemler. Geleneksel metotlar artık yeterli değil. Yeni nesli analiz edip ona göre eğitim vermemiz gerekiyor.
Yapay zekâ işletme için de bir şekilde yararlanmamız gereken bir konu, uzaktan veya online eğitim bir seçenek olmaya başladı. Geleneksel eğitim çok farklı bir boyut kazanacak ileride.”
İstanbul Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Resul Aydemir ise “Türkiye’de ve Dünyada Ekonomik Gelişmeler” konularına değindi;
“İçerisinde bulunduğumuz dönemi resmedebilecek en iyi kelime nedir? Perma Crisis, yani “Sürekli Kriz” ifadesi bugünü en iyi tanımlayan ifade.
Dünya’da çok önemli tektonik ve siyasi değişimler gerçekleşiyor:
1. Dünya tek kutuplu süreçten çok kutuplu bir sürece doğru ilerliyor.
2. Hiper küreselleşmeden korunmak politikalar yapıldığını görüyoruz.
3. Ekonominin siyaseti belirlediği yapıdan bugün artık siyasetin ve ulusal güvenliğin ekonomiyi dikte ettiği neo-milliyetçi seviyeye evrilen bir dünya var.
4. Yapay zeka konusu çok önemli örnek ChatGPT önemli bir devrimin eşiğindeyiz. Çok kritik bir devrimi yaşıyoruz. Öncüler Nvidia şirketi dünyanın 3. en değerli şirketi haline geldi.
5. Küresel ısınma iklim değişimi önemli bir parametre olarak dünyayı etkiliyor.
Türkiye’de ise Yüksek enflasyon var mevduat faizlerinin artışı tasarrufu arttıracak önümüzdeki 6 aylık süreç biraz sıkıntılı geçecek gibi gözüküyor.
Değişime adapte, yetenek yönetimi, ARGE çalışması önemli ama kritik bir kavram olarak denge önemli. İmparatorluklar dışsal tehdit değil ekonomi yüzünden çöküş yaşıyorlar. Dengeye dikkat edilmesi gerekiyor. Ekonomiye de uyarlamamız gerekiyor. İçinde bulunduğumuz süreç sürekli krizlerin olabileceği bir dönem, ekstrem olayların sıklığının arttığı bir dönem.”
Değişim Dinamikleri ailesinin uzman-danışmanlarından Türk Alman Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Göksel YÜCEL ise “Enflasyon Muhasebesi”ni anlattı;
“2000 yılında Amerika’da bir filmi çevrildi. Filmde 70’li yıllarda uzaya uydu yolluyorlar ve astronotların tamir etmesi gerekiyor; anlaşılması zor diye yaşlı bir astronot yolluyorlar. Aslında benzer bir şekilde Enflasyon Muhasebesi’nden de benim gibi birisi anlar.
Muhasebe 3’e ayrılır. Yönetim muhasebesi, muhasebe yöneticiler için icat edilmiştir. Tüm yöneticiler gibi mahalle bakkalı da yapar.
Dış dünyaya bilgi verme muhasebesi; burada Türkiye’de iki düzen var. Uluslararası Finansal Raporlama Standartları düzenlenmenin paralelindeki Türkiye Muhasebe Standartları, diğeri ise hepinizi ilgilendiren vergi usul kanunu düzenlemeleri. Bu ikisinin de farklı kurumları var. Maliye ve Kamu gözetimi kurumu. Bu dış dünyaya açıklanan mali raporlar sizi ne kadar ilgilendiriyor?
Sizi ilgilendiren Yönetim Muhasebesi. UFRS’nin düzenlemesinin otoritesi Kamu Gözetimi Kurumu tarafından uygulanıyor. Kamu Gözetimi Kurumu 2023 yılı sonuçlarını enflasyona göre düzelterek yayınlanacak dedi. 2024 yılının karı ne zaman vergilendirilecek bu ayın sonunda. Rakamlarınız enflasyona göre düzenlenince kar artacak mı azalacak mı kimse bilemiyor çünkü böyle bir etüt ve araştırma yok.
Enflasyona göre düzeltilmiş tablolardan yararlanmanız çok zor çünkü çok karışık tablolar. Enflasyonda VUK’a göre rakamlar düzeltilirse ne olur? Mantık şunu söylüyor; eski tarihte aldığınız stokları yeni rakama getirirseniz, maliyet rakamınız büyür, kâr azalır. Sabit kıymetlerinizi yeniden değerlerseniz, amortisman gideri de büyüyeceği için kâr yine azalır.
Enflasyon düzeltmesi kârı ya da zararı nedir? Borçların ana parası enflasyonda erir buna parasal kazanç denebilir. Parasal kazanç varsa sevinmeyin çünkü bu sadece ana paranın erimesini ifade eder. Borçlanmanın da bir maliyeti var.
Parasal kazanç elde etmek istiyorsa birisi, borçlanması gerekir ama ödeyeceğiniz faiz ile ocağınıza inci ağacı dikecektir.
Şirketinizde borçlarınız, alacaklarınızdan daha fazla ise parasal kazanç elde edersiniz. Borçların maliyeti ile karşılaştırmanız lazım. Borçların maliyeti enflasyondan daha yüksek ise bir şey kazanamazsınız.
İş adamı arkadaşlar, mali müşavir dostlarımıza şunu sorsunlar: “Enflasyona göre tablolar düzeltince ne oldu, düzeltmesek ne olurdu?” Bunun cevabını maliye bile doğru düzgün bilmiyor aslında çünkü araştırmalar gerekir.
Süleyman Erdemir’e ve bütün DD ekibine teşekkür ediyorum.”
Kariyerine DD ekibinde başlayan, İnsan Kaynakları Üst Düzey Yöneticisi Ahmet Hakan Arslan “İnsan Kaynaklarında Mükemmeliyetçilik” isimli konuşmasını yapmak üzere mikrofon aldı;
“25 yıl önce ben de DD’de görev aldım ve kariyerime başladım. Organizasyonun içerisinde işime yarayacak birçok şey öğrendim. İnsan kaynakları alanında ilerledim. Son dönemlerde bir sürü kavramı insan kayakları özelinde konuşabiliyoruz.
Ben bu akşam mükemmeliyetçilik üzerine konuşmak istiyorum. Sürekli yeniyi aramak kültürün içinde mutlaka olması gereken bir olgudur. Mükemmeliyetçi olan insanlar sürekli iyisini aramaktadır. Yetenek kavramı yönetimi ve gelişimi destekler. Mükemmeliyetçilik ise esneklik ve adaptasyonu destekler. Son olarak da bu olgu çalışan katılımını destekler..”
Sonrasında Müteşebbis ve Profesyonel Katılımcılardan; İ-Mak Redüktör Genel Müdürü Fatih Mehmet Özdemir, Savaş Plastik Genel Müdürü Burak Savaş, Alders Tekstil İnsan Kaynakları Grup Müdürü Gülçin Kuran, Mimsan Grup Genel Müdürü Tuncay Mahitapoğlu, Esinti Deri Genel Müdürü Nuri Süngü, Yenipak Ambalaj Lojistik ve İdari İşler Yöneticisi İbrahim Yenibayrak, Tatlıbak Gıda Genel Müdürü Ramazan Ersoy, Akrida Tekstil Genel Müdürü Yavuz Özdemir Tecrübe Paylaşımları yapmak üzere sahneye çıktılar.
Gecenin anısına katılımcılar için hazırlanmış olan paketlerde yer alan “İnsan Odaklı Liderlik” kitabının yazarı Sinan Canan programa katılım sağlayamasa da kitabına has bilgileri de içeren selamlaşma videosu katılımcılara yayınlandı.
Değişim Dinamikleri’nin Kurucusu ve Yönetim Danışmanı Süleyman ERDEMİR ise programın kapanış konuşmasını gerçekleştirdi;
Söz alan konuşmacıların DD ile ilgili iyi dileklerine teşekkür ederek sözlerine başlayan Erdemir, Dua, Gayret ve Vizyon kavramlarına değindi ve bu kavramların iç içe olduğunun altını çizdi. Bu üç kavramın bir araya geldiği zaman Allah’ın izniyle kişinin çabalarının gerçekleşmemesinin zor olduğunu belirtti.
Gecenin anısına katılımcılar için hazırlanmış olan paketlerde yer alan Sinan Canan ve Sesil Pir’in kaleminden olan “İnsan Odaklı Liderlik” kitabından notlarını paylaştı.
Son olarak kurumlarımızın yaşaması ve geleceğe kalmasının ülkemiz için önemine ve insanlarımıza değer vermenin ehemmiyetine değindi. Ve Şeyh Edebali’nin şu sözünü aktardı: “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın.” Her bir çalışanın kendisini değerli ve güvende hissettiği kurumlarda çalışmasının kurumlara gönülden katkı sağlayacak kişiler yetiştireceğinin de altını çizdi. Nihayetinde bu kişiler kurumlarını, bu kurumlar da ülkesini şahlandıracak, diyerek sözlerini tamamladı.
“Gelecek sene 19 Mart 2025 Çarşamba günü yine iftarımızda buluşmak üzere,” diyerek programı da sonlandırdı.