Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Palabıyık, ’Terörsüz Türkiye’ vizyonunun ’çözüm süreci’ olmadığını ve bu hedefin terörün yok olmasıyla sonuçlanacağını ifade etti.

ETÜ Atıcılık Takımı Türkiye rekoruyla şampiyon oldu ETÜ Atıcılık Takımı Türkiye rekoruyla şampiyon oldu

Prof. Dr. Adem Palabıyık, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Palabıyık, Daha önce çözüm sürecinin başladığı ve uygulandığı dönemde FETÖ’nün etkin olduğunu hatırlatarak, “Özellikle bazı suikastlar gerçekleştirerek Milli İstihbarat Teşkilatı’nı zaafa uğratmaya çalışan FETÖ, PKK’nın vurulacak hedeflerini çeşitli hamlelerle geciktirmiş ve neredeyse operasyonları felç etmiştir. Çözüm sürecini, PKK ile birlikte sabote ederek devletimizi güç durumda bırakmak için her şeyi denemişlerdir. Ama hamdolsun, 15 Temmuz 2016 sonrasında başlayan tasfiye ile birlikte FETÖ’nün kalıntıları da temizlenmeye başlamış ve devletimiz başarılı operasyonlarla gücünü arttırmıştır. Terörsüz Türkiye Yüzyılı takvimi, PKK-PYD terör örgütünün silah bırakmasına yöneliktir ve aynı zamanda bölgedeki ve Suriye’nin kuzeyindeki Kürt halkına dair işletilen bir güven politikasıdır. Lakin terör örgütlerine karşı işletilen süreç bambaşkadır. Dikkat edilirse takvim işletilirken bir taraftan da kayyımlar atanmakta, lakin buna rağmen takvim devam etmektedir. Bu durum şu anlama gelmektedir: devlet, terörü bitirmenin kararını vermiştir lakin bu takvimin karşısında yer alan kim varsa da bertaraf edilecektir. Ahmet Türk’ün, kayyım ile görevden alınmasına rağmen İmralı heyetinin içinde yer almasına izin verilmesi de bunun kanıtıdır. Ayrıca, İmralı heyeti ile DEM Parti grubu arasındaki bağ, sadece içlerinden seçilmeleridir. Bu takvim DEM Parti ile yürütülmemekte, heyet ile terörist başı Öcalan’ın görüşmeleri üzerinden terör örgütlerine silah bıraktırma amacı taşımaktadır. Belki de bu sebepten ‘anlaşma olmazsa Gazze gibi olur’ cümlesi, DEM Parti içi çatışmadaki hoşnutsuzluğu hissettirmektedir. Bir de örgüt ile diyalogun olmadığının hatırlatılması gerekmektedir. Bu süreç, örgüte tam da bu sebepten dolayı son çağrıdır. Yine ülkemizin dışındaki topraklarda terör örgütünün yok edilmesi takvimi de başlı başına ayrı bir içeriğe sahiptir" dedi.

"Terör örgütlerinin silah bırakmasının en büyük zararını İsrail görecektir"

"Çözüm süreci sonrası bölge halkı, PKK’nın kendilerini temsil etmediklerine bizzat şahit olmuştur" diye devam eden Palabıyık, "Bu takvim ise yaşanmış olan şahitliğin sonucunda terörün yok olmasıyla sonuçlanacaktır. Öcalan’a ev hapsi ve benzeri söylemler afaki bir içeriğe sahipken, terörü bitirme takviminin böylesine bir sürece evirileceği iddiası tamamen boştur. Bir dönem, Suriyeli mülteciler üzerinden başlatılan iftira kampanyaları çöktüğü için aynı mekanizma başka alanlarda benzer iftiraları üretmeye çalışmaktadır. Devletimiz, takvime zarar verecek pratikleri ortadan kaldırarak, takvimin devam etmesini netleştirmiş ve uygulamaya almıştır. Bu da terörün muhakkak biteceği anlamına gelmektedir. Terör örgütlerinin silah bırakmasının en büyük zararını ise İsrail görecektir. Bir terör örgütü olan İsrail’in, terörden beslenmesi ve terörü beslemesi kaçınılmaz olduğu için PYD’nin etkisiz hale getirilmesi hem mitolojik anlatılarını çökertecek hem de bütün planlarını alt üst edecektir. Böylece Suriye’nin toprak bütünlüğü sağlanacak ve hatta Gazze meselesinin çözüm süreci başlayacaktır. Çünkü kaybeden bir İsrail’in toparlanma imkânı söz konusu değildir ve olamayacaktır. Bütün dünyada terörle tanınan bir yapının, gelecek kurgusu da çökmüş olacaktır. O sebepten devletimizin atacağı adımlar sonrası başlayan süreç, İsrail’in de sonunu getirecektir” ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha