TURİZM

Sınai haklarda “turizmin” gücü

Türkiye’de turistler tarafından en çok ziyaret edilen illerden 10’u, sınai haklar alanında da zirveye oturuyor. Söz konusu 10 ilden yapılan marka tescil ve coğrafi işaret başvuruları, tüm Türkiye’den yapılan başvuruların yaklaşık yüzde 70’ini oluşturuyor.

Türkiye’de turistler tarafından ziyaret edilen illerden 10’u, sınai haklara yönelik çalışmalarda da Türkiye’nin zirvesine yerleşti. İstanbul, Antalya, Muğla, Ankara, İzmir, Nevşehir, Bursa, Aydın, Balıkesir ve Çanakkale’den 2023 yılında ve 2024 yılının ilk beş ayında gerçekleştirilen marka başvurusu sayıları Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) verilerine göre değerlendirildiğinde; 2023 yılında Türkiye genelinde 168.850 yerli marka başvurusu yapılırken, turizmin ilk 10’u bu başvuruların 117.767’sini gerçekleştirdi. 2024 yılının ilk 5 ayında Türkiye genelinde 65.295 marka başvurusu gerçekleştirilirken, bu sayının 45.478 adedi söz konusu illerden geldi. Bu rakamlar da her bir kategori için yaklaşık yüzde 70’lik bir oranı ifade ediyor. Bu iller aynı zamanda coğrafi işaretli ürünler alanında da ciddi pay sahibi. Bu iller de toplam 351 coğrafi işaret dosyası işleme konulurken, bunların 94’ünün süreciyse devam ediyor.

Büyüme ivmesi 43.sınıf hizmetlerde

Verileri değerlendiren Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, “43’üncü sınıfta ‘yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri’ ile ‘geçici konaklama hizmetleri’ bulunuyor. TÜRKPATENT’e göre bu sınıfta geçen yıl 19.080’i yerli, 598’i yabancı olmak üzere toplam 19.678 marka başvurusu gerçekleştirilmiş. Bu yılın ilk 5 ayında ise 7.973’ü yerli, 137’si yabancı toplam 8.110 marka başvurusu söz konusu. Bu rakamlar turizm bölgelerimizde gastronomi ve otelcilik hizmetlerinin hızla yükseldiğinin bir kanıtıdır.” dedi.

Turizm bölgelerinde coğrafi işaret etkisi

Yamankaradeniz ayrıca söz konusu turizm bölgelerindeki en değerli artışın coğrafi işaretler olduğunu çünkü bunun ürün ile o ürünün coğrafi alanı arasındaki bağlantıyı gösteren bir kalite göstergesi olduğunu belirterek; “Bugün dünyada adına gastronomi turizmi dediğimiz bir olgu var. İnsanlar meşhur bir yiyeceği veya ürünü yerinde tüketmek için uzun mesafeler katetiyor ve ciddi harcamalar yapıyorlar. Öte yandan yerel üreticileri koruyarak gerek iç piyasada gerekse küresel piyasada kırsal kalkınmayı ve yerel markalaşmayı desteklemek mümkün. Peynir tadımları için Fransa’ya, makarna ya da pizza yemek için İtalya’ya turlar düzenleniyor. Dolayısıyla coğrafi işaretli ürünlerimizi ne kadar artırır ve ne kadar tanıtırsak ekonomik büyümeye ve turizm gelirlerindeki artışın devamlılığına o kadar katkı sağlamış oluruz.” dedi.