İletişimci Yazar Barış Karaoğlan, dijital çağın vazgeçilmez iletişim aracı sosyal medyanın, günümüzde milyarlarca insanın hayatında önemli bir yer edindiğini, son verilere göre (Hootsuite ve We Are Social raporları), 2024 yılında dünya nüfusunun %64'ü sosyal medya kullanırken, Türkiye'de bu oran %82'ye ulaşmış durumda olduğunu ve küresel ölçekte kullanıcılar, günde ortalama 2 saat 31 dakikasını sosyal medyada harcarken, bu süre Türkiye'de 3 saat 15 dakikaya kadar çıktığını bildirerek tehlikeye dikkat çekti.
Karaoğlan, sosyal medyanın giderek artan kullanımına dikkat çekerek, bu platformların doğru kullanımı hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Sosyal Medya: Bilgi Kirliliği ve Duygusal Tuzaklar
Sosyal medya platformları, bilgiye hızlı erişim sağlarken aynı zamanda ciddi bilgi kirliliğine de neden oluyor. Karaoğlan, "Sosyal medyada bilgiye ulaşmak güzel, ancak o bilgileri kendimize uyarlamak ve doğruyu yanlıştan ayırmak kritik öneme sahiptir. Aksi halde, bilgi selinde kaybolmak da mümkün, bu bilgileri bir kaynak olarak kullanıp kendinizi geliştirmek de," ifadelerini kullandı.
Sosyal medya kullanıcılarının dikkat dağınıklığı yaşadığını belirten Karaoğlan, kişilerin kendilerini etkileyen içeriklere daha fazla vakit harcadığını ifade ederken "Instagram Tiktok ve benzer platformlarda idealize edilen hayatları görmek yanıltıcı bir algı yarattığını, kullanıcıların, 'Ben niye böyle bir hayat yaşamıyorum?' diyerek kendilerini değersiz ve yetersiz hissettiğini," vurgularken, bu duyguların sosyal medya bağımlılığına yol açabileceğini belirtiyor. Tüm bunların da 2023 yılı sonuna kadar yapılan araştırma sonuçları olduğunun da altını çizmek gerekir.
Psikolojik Yansımalar: Sosyal Medyada Mutluluğun İnşası ve Tehlikeleri
Uzmanlar, sosyal medyada beğeni ve takipçi sayısıyla ölçülen mutluluğun, özgüven eksikliği ve sosyal anksiyete gibi sorunlara yol açabileceğini belirterek sosyal medyanın, bireylerin kimlik inşasında önemli bir rol oynadığını ve bu platformlarda sürekli onay arayışı, psikolojik sorunlara zemin hazırlayabileceğini ifade ederek, sosyal medyanın duygusal etkilerine dikkat çekiyorlar. Yapılan çeşitli çalışmalar, sosyal medya kullanımının ruh sağlığı üzerinde potansiyel olarak zararlı etkilerine işaret etmiştir.
Sosyal Medyanın Riskli Tarafları Araştırmalarda Şöyle Ortaya Çıkıyor:
Beden imajı memnuniyetsizliğine yol açabileceği, bağımlılık ve siber zorbalık riskini artırabileceği, phubbing (kişinin cep telefonuyla meşgul olup, çevresindekileri görmezden gelmesi) davranışlarına katkıda bulunabileceği ve ruh halini olumsuz etkileyebileceği yönünde endişeler dile getirilmiştir. Aşırı kullanım yalnızlığı, bir şeyleri kaçırma korkusunu artırmış ve öznel refahı ve yaşam memnuniyetini azaltmıştır. Sosyal medya bağımlılığı riski taşıyan kullanıcılar genellikle depresif semptomlar ve düşük öz saygı bildirmektedir. (Kaynak: Harvard Graduate School of Education ve BioMed Central Araştırma Sonuçları)
Uzman Denetiminde Olmayan İçerikler Ciddi Tehlike Oluşturabilir
Sosyal medyada paylaşılan içeriklerin çoğunun uzman denetiminde olmaması, kullanıcıların kendileri veya yakınları hakkında yanlış teşhisler koymalarına neden olabiliyor. İletişimci Yazar Barış Karaoğlan, "Özellikle psikolojik ve ruhsal rahatsızlıklar gibi konularda, sosyal medya kullanıcılarının yanlış bilgilendirilmesi, tamiri mümkün olmayan sorunlara yol açabilir. Kendisine danışman ya da yaşam koçu diyen biri, takipçi sayısı da oldukça yüksek olan bir hesaptan yaptığı ve yönlendirme ile de telkinlerde bulunduğu konular, ciddi manada tehlikeli davranışların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir. Bu tür içerikler mutlaka uzman denetiminde ya da bir uzman tarafından hazırlanmalı, ötesinde mutlaka bir şekilde denetlenmeli veyahut izleyen herkesin “etkilendiği içerikler konusunda uzman desteği alarak” kararlar vermeleri, hayati önem taşımaktadır" uyarısında bulunuyor.
Sosyal Medya Kullanımının Doğru Yolu
Sosyal medyanın, doğru kullanıldığında kişisel gelişim ve bilgi edinme açısından büyük fırsatlar sunduğunu belirten Karaoğlan, bu platformların kullanıcıların hayatlarını zenginleştirmesi gerektiğini vurguluyor. "Sosyal medya, gündelik hayatın gerçekleriyle örtüşen ve bu hayatları zenginleştiren bir mecra olmalıdır. Kullanıcılar, sosyal medyayı bilinçli ve sağlıklı bir şekilde kullanarak, kendi gerçek hayatlarıyla dengede tutmalıdır."
Sosyal medyanın tehlikelerini azaltmak ve faydalarını maksimize etmek için aşağıdaki öneriler dikkate alınabilir:
- Kaynakları Doğrulama: Sosyal medyada karşılaşılan bilgileri güvenilir kaynaklardan doğrulamak.
- Zaman Yönetimi: Sosyal medyada geçirilen zamanı sınırlandırarak, diğer önemli aktivitelere daha fazla zaman ayırmak.
- Bilgilendirici İçerik: Eğitim, kişisel gelişim ve güvenilir haber kaynaklarına odaklanarak sosyal medyayı daha verimli kullanmak.
Psikolojik Destek: Sosyal medya kullanımının olumsuz etkilerini hisseden kullanıcıların profesyonel destek almaları önemlidir.